5 Mart 2019 Salı

Karanlığın Külleri - İlknur Birdal Kitap Yorumu


Bir adam, küllerinden yeniden doğabilir mi?
Ve bir kadın, zifiri karanlık bir yüreğe ne kadar dokunabilir? 
Kalbini korumak için acımasız birine dönüşen bir adam ve aşkı için savaşmayı seçen bir kadın. Afra ve Devrim'in amansız mücadelesi… 
Amansız bir mücadeledir aşk; kendinle savaşırsın, duygularınla savaşırsın, sevdiğinle savaşırsın. Bir an gelir ayrılıkla savaşırsın. Acısıyla, yokluğuyla, özlemiyle savaşırsın. Amansız savaşın hiç bitmez aslında. Âşık olduğunda savaşmayı göze almalısın. 


“Seninle ben olmayacak Devrim biz olacağız. Bir bütün olacağız. Hem de öyle güzel olacağız ki, bakan hayran, duyan âşık olacak.



Şu kitabın kapağı için bile blogumda yorumlayabilirim. Çünkü sizde görüyorsunuz anlatmaya gerek yok değil mi ?Fantastik romanlardan sonra iyi geldi bu kitap. Bayadır bu türü okumamıştım. Ki ruh halim baya dalgalanmalar yaşamadı değil. Böyle bir zamanıma gelmesi beni kitaba daha çok bağladı. Başka zaman olsa bu kadar kısa sürede okurmuyum bilmiyorum. Genel olarak güzel bir kitaptı. Ama kesinlikle çok fazla beklentiye girmeden okumaya başlayın derim. Kitap benim için iki bölümden oluşuyor. Sizde okuyunca anlarsınız ne demek istediğimi. Ama ne yalan söyleyeyim ben birinci kısmını daha çok sevdim :) Kitabın konusuna gelecek olursak;
   Afra 30 yaşına yaklaşmış, babasını Devrimi tanıdıktan çok kısa bir zaman sonra kaybetmiş, o günden sonra şirketin başına geçmiş başarılı bir iş kadını... İtalya'da staj yaptığı dönemlerde görmüş Devrim Demiri. O gündür bu gündür aklından çıkaramamış, platonik aşkı günden güne içinde daha da büyümüş. Belkide Afranın kitapta bahsettiği gibi yaşadığı her kötü olayda içindeki Devrime tutunması da aşkını yaşatmış ve büyütmüş. İtalyada karşılaştıktan sonra 6 yıl geçer. Afra Devrim'i gittiği her yerde takip eder. Devrimin kimlerle takıldığını, ne zaman nerde olacağını adı gibi bilir Afra. Ve o çok uğraşlarının sonunda Devrimin şirketinle anlaşma tamamlanınca Afranın Devrimin hayatına giriş sahne perdesini yine kendi açar ve Devrimin hayatına bomba gibi giriş yapar.
    Devrim kendi iş yerlerinde başarılı bir mimardır. Hayatına Afra'dan önce Selin girmiştir ki ne kadını unutabilmiş ne de hayatına devam edebilmiştir. Ailesiyle Slin yüzünden aralarında uçurumlar oluşmuştur. Afranın hayatına girmesiyle tam anlamıyla nevri döndü garibimin :) Afra ne çektirdi be sana. Tamam Devrimde çektirmedi değil.  Afra resmen amazon kadını gibi savaştı Helal olsun. Ağzından girdi burnundan çıktı Devrimi kendine aşık etti.
    Devrim o aşktan kaçmak için atmadığı takla çevirmediği dolap kalmadı.Ama Afradan yinede kurtulamadı. Genel olarak konusu farklıydı benim açımdan ve kitapta gerçekten çok güzel sözlerde mevcut 1000k da paylaşımlarım tavan yaptı :) Sağlıcakla kalın...

10/7

Kim katletti neşeli gülüşlerini? Hep böyle miydi sevmelerin; bir parça hüznü acıyla yıkayan?

Aşk yüreğin kanatlanıp uçmasıydı kendi bedeninden. Hangi yöne konacağı büyük bir muamma. Gönlün gönlüm üstüne...Selam olsun yüreğimin sevdiği o güzel sevgiliye...

Vedalar değildi gözlerden yaşı akıtan...Dilin ucuna kadar gelip, geldiği gibi geri giden yaşanmışlıklardı.

"Gözlerinden önce yüreğim yüreğine vurulmuş Devrim, kırsan da senden gidemiyorum işte" -Afra

"Şu halde tutturdun ya gidelim diye helal olsun sana. Bende elinden kurtulamadım ya bana da helal olsun."
"Yine şikayetcisin bakıyorum da. Sayemde insan içine çıkacaksın. Her gece sarhoşları görmektense bu gece birkaç tane normal insan görürsün." Devrim diline kadar gelen küfrü geri yuttu. Afra'nın her saniye kendisine yaslanmasını önemsememeye çalıştı.
"Şu halde sinemaya giden sen, normal biriysen normalden kastını inan öğrenmek dahi istemiyorum."
"Evde oturmaktan sıkıldım" dedi, ait dudağını bükerek ve Devrim'e belli etmemeye çalışarak adama biraz daha sokuldu.
"Bedenimin herhangi bir yerinde kalbime gizli bir geçit yok güzelim. O yüzden dibime dibime sokulmaktan vazgeç."

1 yorum: