24 Şubat 2018 Cumartesi

En Karanlık Gece - Gena Showalter Kitap Yorumu



Güçleri… İnsanüstü
Tutkusu… Sonsuzluğun ötesinde…
  Geçmişten gelen sesler tüm hayatı boyunca Ashlyn Darrow'a acı çektirmiştir. Bu kâbusa bir son vermek için Budapeşte'ye giderek doğaüstü yetenekleri olduğu söylenen adamlardan yardım istemek durumunda kalır. Ancak grubun en tehlikeli üyesi ve kendi cehenneminde tutsak olan Maddox'ın kollarına sürükleneceğinden bihaberdir.
  İkisi de acılarını dindiren bu ani açlığa karşı direnemez ve karşı konulmaz bir tutkunun kıvılcımları alevlenir. Ancak her sıcak temas ve yakıcı öpücük onları yok oluşa… ve aşkın en zorlu sınavına doğru götürecektir.
  Sonsuza dek lanetlenmiş olmalarına rağmen Karanlığın Efendileri karşı konulmaz bir baştan çıkarıcılığa ve akıl almaz boyutlardaki güçlere sahiptir. Gena Showalter'ın bu yeni ve inanılmaz serisini kaçırmayın…




Uzun zamandır bu kadar akıcı bir roman okumamıştım. Sevgili okurlar eğer Kresly Cole kitaplaplarına bayılıyorsanız bu seriyi kesinlikle kaçırmamalısınız. Daha yeni tanıştım bu seriyle ve keşke daha önce tanışsaydım diyorum. Geceleri uykular haram oldu durmadan seriyi okur durumdayım şuanda. En Karanlık Gece 'de Gena Sholwalter'ın Karanlığın Efendileri serisinin ilk kitabı. Ve ben şuan üçüncü kitabı okumama karşın pek fazla olay olmasada en sevdiğim kitap bu oldu. Belkide onların dünyasınla ilk defa karşlaştığım için çok güzel geldi.

      Kitabın konusuna gelelim... Esas oğlanımız Maddox ve onun arkadaşları binlerce yıl önce, şeytanların tutsak olduğu kutuyu tanrılar, pandoranın korumasına verince içten içe kıskanırlar. Pandoraya saldırı düzenleyip kutuyu istemeden açarlar ve kutunun içindeki iblisler dünyaya salınır. Maddox o gece pandorayı azap içinde öldüren savaşçıdır. Bunun cezası olarakta yunanlı tanrılar herbirinin içine bir iblisi tutsak ederler. İblisler savaşçılarları başlangıçta tamamen ele geçirsede daha sonra savaşçılarımız onlarla başa çıkmayı öğrenirler. Oh biraz fazla oldu galiba :) Esas oğlanımız Maddox'un içinde şiddet iblisi hapsedilmiştir. Şimdiden söyleyim 3. kitaptayım ve iblisinin en fazla kafasının içinde konuştuğu kişi Maddox'tur. Hayttan soğmuş halde içindeki şiddeti zap etmeye çalışmaktatır. Birde savaşçılarımıza musallat olan avcılarımız var. 
       Aslyn, girdiği her ortamda o yerde binlerce yıl önce konuşulmuş tüm şeyleri istemesede dinlemek zorunda kalmış bir ölümlü. Bu onun için işkenceye dönüşmüş, annesi babası onu istememiş, bu yüzden arkadaşlık kuramamış, bir araştırma enstitüsü tarafından kullanılmaktadır. bu sorunundan kurtulmak için yollara düşer ve savaşçlarımızın kalesinin önünde Maddoxla karşılaşır. Maddox onun avcı olduğundan şüphlenir başlarda. Ama Aslyn o kadar masum ki Maddoxla ilk karşılaştıkları andan itiberen onun yanında sonsuz huzuru bulur ve sesler kesilir. Yalvar yakar ettikten sonra Maddox Aslyn'ı omzuna attığı gibi kaleye götürür. Maddox'un arkadaşları Aslyn'ı orda istemezler çünkü evlerine ilk defa bir ölümlü alarak Maddox kuralları bozmaya çoktan başlamıştır bile...
       Kesinlikle okumanızı tavsiye ederim. Serinin ilk kitabı diye diğer romanların yanında biraz olaysız kalıyor ama yazar karakterleri öyle güzel anlatmış ki hiç mi hiç sıkılmıyorsunuz. Aslyn'ın o masum hareketlerine,o saf hallerine yeri geldi güldüm yeri geldi üzüldüm. Ve son olarak sonundaki olayla aşkın fedakarlık olduğunu yazar muhteşem karakterleriyle anlatıyor.

10/10

Bu onun masalıydı ve prensini kurtaracaktı. -Aslyn




"Enstitü için tüm dünyayı dolaştım ama asla senin gibi birisini hiç hayal etmedim."
"Güçlü?"
Aslyn kendini tutamayıp kıkırdadı."Evet."
"Yakışıklı?"
"Tabii ki"
"Keskin zeka ve kılınç ustalığı?"
"kesinlikle." Yine kıkırdadı. "Ama kastettiğim bir adamın... arkadaşın... insanın. Ah, sana nasıl hitap edeceğimi bilmiyorum!"
"Senin olarak hitap et. Tüm istediğim bu."







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder