6 Ağustos 2019 Salı

Saklı Şehvet - Elizabeth Hoyt Kitap Yorumu

Bir korsan… Güzel, iyi yürekli ve genç bir dul olan Silence Hollingbrook dokuz ay önce korkunç bir hata yapmıştır. Kocasını koruması için bir nehir korsanıyla yaptığı pazarlık evliliğine mal olmuştur. Genç kadın, bu olaydan sonra kardeşiyle birlikte yönettiği yetimhanede saklanır. Ancak korsan geri gelmiştir ve ondan yardım istemektedir. 
Tek gerçek hazinenin… Çok çekici ve korkunç derecede zeki nehir korsanı, "Yakışıklı" Mickey O'Connor, Londra yeraltı dünyasında büyük mücadelelerle yükselmiştir. Merhamet ve aşk gibi duygulara önem vermemekte ve insanları oynatılacak piyonlar olarak görmektedir. Ancak çaylak bir kaptanın, kendisinden yardım isteyip bir geceyi onunla sohbet ederek geçiren karısını hiç unutamamıştır. 
Bir kadının kalbinde yattığını fark edebilir mi? O'Connor, aylar önce kendisine getirilen annesiz bebeğini, bakması için Silence'ın kapısına bırakır. Böylece hem bebeği düşmanlarından korunacak hem de Silence'ın bebeğe duyduğu sevgiden yararlanarak genç kadını kendine bağlamaya çalışacaktır...


Doyumsuz zevklerden sonra genel olaraken beğenilen kitaptır. Belkide en iyisidir bilemem. Ama genel olarak bir şey eksikti ya da fazla abartı mıydı bilemiyorum. Bu kitaptaki olayları ve ilerleyişe hakim olmak amacıyla mutlaka ilk iki kitabı okumanız gerekmektedir. Ben direk bu kitapla başlayayım dedim ama konuyu baştan anlamadığım için ilk iki kitabı okuduktan sonra tekrar geri dönüş yaptım kendisine.
  Kitaptaki konusuna gelecek olursak Silence Temrance'nin kız kardeşidir. Kocasıbir yük gemisinde çalışmaktadır. Kocasının malları bir gün Mickey O'Connor tarafından kaçılır ve Silince kocasının hapse germesine göz yumamadığı için şeytanla pazarlık yapmaya gider. Mickey malları gemiye koyacağını ancak karşılığında Silince'in bir gece kendi sarayında misafir kalmasını ister. Silince de bunu kabul eder. Ertesi gün Mickey onu üstü başı paramparçe bi halde sokağa çıkarır. Tabi tüm St.Giles halkı bu olatı yalnış anlar ve Silince Mickey sayesinde üzerinde yapışan bir lekeye sahip olmuştur. O gece aralarında hiçbir şey yaşanmasa da buna kimseyi inandıramaz. 
   Bir gün kapısına bırakılmış bir kız bebek bulur. Bu kızı o kadar sever ki onu da alıp yetimhanede müdür olarak çalışmaya başlar. Bu günlerden birinde kocasını kaybeder. Ona hiçbir zaman inanmayan kocasını... 
    Ve kader onları bir şekilde tekrar biraraya getirmiştir. Küçük Mary Darlingle...
10/7



"Buna hakkım olmayabilir Silence aşkım," dedi ağır ve Silence'in neredeyse duyamadığı yumuşak bir sesle. "Ama ben olsam seni dinlerdim. Sana inanırdım."

2 Ağustos 2019 Cuma

Doyumsuz Zevkler - Elizabeth Hoyt Kitap Yorumu


Leydi Hero Batten'ın hayatı kusursuzdur… Wakefield Dükü'nün güzel kardeşi Leydi Hero Batten, bir hanımefendinin isteyebileceği her şeye sahiptir. Mükemmel bir nişanlısı vardır; aslında Mandeville Markisi biraz sıkıcı ve mizah anlayışı olmayan bir adamdır ama Hero bunu umursamaz.
Ta ki Marki'nin kötü şöhretli kardeşiyle tanışana kadar… Lord Griffin Reading mükemmellikten çok uzaktır, tüm Londra onun en berbat âlemlerde zaman geçirdiğini bilir ama genç adam halinden memnundur. Tanıştıklarında Hero ondan hiç hoşlanmaz; Griffin ise yardımsever ve kusursuz genç kadının sadece ağabeyi için değil, tüm sosyete için fazla mükemmel olduğunu düşünür. Hero'nun düğün günü giderek yaklaşsa da, Griffin'le giriştikleri söz düellosu içlerinde bir ateş yakar. Peki, bu ateşte kusursuz aşkı bulabilecekler midir? 

İşte kitap budur. BAYILLLDIMMM. Geceleri okumaktan uyayamadım. Hem Elizabeth Hoyt'un hemde serinin okuduğğum en güzel kitabıydı. Artık vageçilmez en iyi listeme eklendin canım benim :)
  Leydi Hero 24 yaşında çok fazla güzelliğe sahip olmayan Wakefield dükünün kız kardeşi. Tam anlamıyla ayakları yere basan doğruğuna inandığı şeyler uğruna abisini kafa tutan bir kızdır. Evlilik çağı geldiğinde abisi onu yakın arkadaşı Madeville Markisi ile nişanlaması konusunda ikna eder. Nişan gecelerinde Hero markinin kardeşi Griffin ile tanışınca başlasın brezilya dizisi :) 
  Griffin babası öldükten sonra ailesinin geçimi üstlenmiş ve bu uğurda baı yasa dışı yollara başvurmuştur. Abisi ile arası eski yengesinin kendisi ile aldattığı dedikodusu yüzünden bozuktur. Hero tamda Griffin'in zıttı asla hoşlanmayacağı bir karakter diyebilir ama öyle olmuyor.
   İkili aşkını doyasıya yaşamak istese de önlerine bir çok engel çıkıyor ve kitapta tansiyon bir türlü düşmüyor. Ah o marki ile dük yok mu! Burunlarından getirdiler canım çiftimizin hayatı. Tabi olaylara Marki'nin çok sevdiği ve bir türlü unutmadığı metresi de dahil olunca denklem tamamlanmıştır. İyi okumalar dilerim.

10/10


"Thomas' a benzediğini söyledim onun gibi olduğunu değil. Seni asla sıkıca bulmadım."
"Ne kadar naziksin."
"Birbirimize, farklılıklaımız sayesinde bu kadar uyun olduğumuzu düşünüyorum" diye devam etti Griffin. Çenesi Hero'nun parmak uçları altında hareket ediyordu. "Thomas'la bir yıla kalmaz sıkıntıdan ölürsün. Eğer benim karakterime benzeyen bir hanım bulsam, birbirimizi birkaç içinde paçalardık. Ama sen ve ben ekmek ve yağ gibiyiz."





Şeytani Arzular - Elizabeth Hoyt Kitap Yorumu





Arzularıyla hareket eden bir adam... Şehveti ve tutkusuyla tanınan Lazarus Huntington, namıdiğer Lord Caire, Londra'nın ünlü kenar mahallelerinden biri olan St. Giles'ta bir katili aramaktadır. 
Geçmişte işlediği günahlarla savaşan bir kadın... St. Giles'ı avcunun içi gibi bilen Dul Temperance Dews da hayatını ailesinin kurduğu kimsesizler yurdundaki çocuklara bakarak geçirmiştir. Ama şimdi yurdun geleceği tehlikededir. İkisinin de reddedemeyeceği bir anlaşma… Caire basit bir teklif sunar: St. Giles sokaklarında yapacağı araştırmaya yardım etmesi karşılığında Temperance'ı, yurda bağışçı bulması için Londra sosyetesine takdim edecektir. Fakat Temperance göründüğü kadar masum değildir ve çok geçmeden ikisini de mahvedebilecek bir tutkunun esiri olurlar. 

St. Giles Londra'nın karanlık yüzüdür. Burada çoçuk satıcıları , kadın pazarları, dilenciler zor durumdaki muhtaç insanlar hayata tutunmaya çalışmaktadır. Temperance babasından kalan St. Giles'taki yetimhanenin müdürüdür. Yetimhanenin kıymetli bağışçısı hayatını kaybettiği için yetimhanenin dönmesini sağlayacak yardımlara ihtiyacı vardır. Caire ise St. Giles ta öldürülen sevgilisinin katilini aramakta ve bir gece yine onun katilini ararken yolları Temperance ile kesişmiştir. 

       Roman diğer Elizabeth Hoyt romanları gibi elimden bakmadan kendini okuttu. Ama bence seride en zayıf halkaydı. Bunun nedenini de Temperance'e bir türlü ısınamamamdır :) Ama Caire ve annesinin arasındaki diyaloglar bence kitabın en güzel bölümleriydi. Dengesiz mi desem ya da ben hiç bir şey demeyeyim siz okuyun ama serinin konu bütünlüğü açısından okusanız iyi edersiniz. Kötü değildi ama yazarın diğer romanlarına göre bence en kötüsü diyebilirim. 
10/6


"Sevginin gösterilmemesinin, hissedilmediği anlamına gelmediğini unutma lütfen."