18 Nisan 2021 Pazar

Dune - Frank Herbert Kitap Yorumu

 

Modern edebiyatın en epik mesih anlatılarından biri sayılan Dune, genç Paul Atreides’in hikâyesini anlatır. Atreides’in ailesi, evrendeki en önemli ve en değerli madde olan melanj ‘baharatının’ tek kaynağı olarak bilinen Arrakis gezegeninin kontrolünü kabul etmiştir. İmpatorluğun güçleri Arrakis’in kontrolü için birbirlerinin boğazına sarılırken, politika, din, ekoloji, teknoloji ve insani duyguların çok katmanlı, karmaşık etkileşiminden benzersiz bir hikâye doğacaktır. Frank Herbert’ın yarattığı evren, yıllar boyunca milyonlarca okurun zihninde gerçekliğini kabul ettirdi ve bugün de ayakta. İyi bir bilimkurgu ve iyi bir edebiyat yapıtı okumak isteyen herkesin yolu Dune serisinde birleşiyor… İthaki’nin yepyeni “Bilimkurgu Klasikleri” dizisi Dune efsanesiyle başlıyor…
Bu diziyle birlikte büyülenmeye hazır olun. 
Çünkü Arthur C. Clarke'ın dediği gibi, "Yeterince ilerlemiş bir teknoloji, büyüden ayırt edilemez.

Merhaba arkadaşlar. Kitap öncelikle harikaydı. Fazla uzun olması kesinlikle gözünüzü korkutmasın. Çok fazla çekici, mistik ögeler ve arap kültürüyle harmanlanmış bilim kurgu masalı. Ama öncesinde kitabı okumadan geçtiği evren ve karakterler hakkında bilgi sahibi olmanızı öneririm. İlk 100 sayfasını olayları daha iyi anlayarak ilerlersiniz. 

  Öncelikle evrene Şöyle bir göz atalım. Hikaye bundan yaklaşık 20.000 yıl sonrasında geçmektedir. İnsanlar ışık hızında artık uzayda seyahat edebilmekte, gezegenler ise derebeylik sistemiyle hanedanlar tarafından yönetilmekte ve  hanedanlar da tek bir padişah imparotara bağlı kalmaktadır. Yaklaşık olarak takvimlerde milat kabul edilen 10.000 yıllarının başında evrende bir olay meydana gelmiştir. 

    Butleryan Cihadı bu yıllarda çok fazla ilerleme kaydeden yapay zeka düşünen makineler artık eskisi gibi zekasını ve düşünce gücünü geliştirmeyen ve çok fazla kullanmayan insanoğlunu kölesi haline getirmiştir. Bu durumun sonucunda Butleryan Cihadı ile birlikte tüm düşünen makineler yenilmiş ve insanlar evrenin her yerinde insan gibi düşünün makine kullanımını yasaklamışlardır.


    Tabi bu cihattan sonra evrende bazı  güçleri ellerinde tutan kuruşlar doğmuştur. Öncelikle bu cihadın öncesinde uzay yolculukları denetimsiz bir şekilde düşünen makinelerin yardımıyla yapılıyordu. Cihadın sonrasında uzay yolcularını tek elini elinde bulunduran, uluslararası taşımacılık ve bankacılık faaliyetlerini yürüten Uzay Loncası ortaya çıkmıştır. Cihat sonrasında yasaklanan düşünen makilerle birlikte bu lonca, uzayda yol bulacak ve makinelerin yaptıkları büyük hesapları yapabilecek insanlara ihtiyaç duymaya başlamıştı. İşte burada kitaba da ismini veren Arrakis yani Dune gezeni devreye girmektedir.

   Yasaklanan makinelerle birilikte artık insanlar zihinlerini daha fazla kullanmaya zorlanmışlardı ama yinede bilgisayarların yaptıkları zor hesapları yapabilmesi, veri kaydedilmesi, uzayda yol bulabilmesi gerekmekteydi ve bu işlemleri yapabilmesinin tek yolu melanj baharatıydı. Bu baharat yalnızca Dune gezegeninde bulunmaktadır.  

    Melanj, zihni açıp insanların büyük hesaplamalar yapmasını, uzayda yolunu bulmasını ve içsel görüşünü derinleştirmesini sağlamaktadır. En çok yaşlanmayı geciktirici özelliğiyle tanınan, az miktarda alındığında hafif, vücut ağırlığının yetmiş kilosuna karşılık iki gram fazla alındığındaysa bağımlılık yapan bir üründür. Bu ürünü uzun süre kullananların gözlerinin akları mavileşir. Lonca sefirilerinin ise uzay yolculuğu için çok  miktarda ve uzun süre kullanması gerekmektedir. Bu melanj kullanımın sonucunda insan biçiminden çıkmış ve mutasyona uğramışlardır. Bu gibi durumlarda baharat kullanımının kesilmesi kişi de ölüme yol açar.

Mentatlar, üstün mantıksal başarılar elde etmek üzere eğitilen imparatorluk vatandaşları sınıfıdır. Bu Kişiler "insan bilgisayar" olarak anılırlar. Azıcık melanj baharatı ile birlikte zihinleri açılır normal insan beyninin yapamayacağı hesaplamaları yaparlar. Her hanedan reislerine, kendilerine verilen veriler doğrultusunda işlem yapıp tevsiyeler verirler.

  Bene gesserit tarikatı ise Butleryan Cihadı'nın ardından ortaya çıkmış, sadece kız öğrenciler için kurulan, zihinsel ve fiziksel eğitim veren kadim bir okuldur. Tabi bu sadece yüzeyin görünen kısmı. Okulun asıl hedefi Kuisatz Haderah 'ı yaratmaktır. Yolun kısalışı, bilinmeyene karşı genetik yoldan üretmeye çalıştıkları çözüme, yani organik zihinsel güçleriyle uzay ile zaman arasında köprü kuracak erkek bene gesseriti ortaya çıkarmaktır. Bunu da soylu hanedan çocukları ile elde etmeyi amaçlamaktadırlar. Bene gesseritlerin bu uğurda yapamayacakları çok az şey vardır.


  Dune gezegenine gelecek olursak, tamamen çöllerle kaplı, suyun olmadığı, kuzey ve güney kutbu dışında yumuşak çöl kumlarıyla kaplı ve iki ayı bulunan bir gezegendir. Gezegenin tehlikeli yanıysa devasa kum solucanlarıyla kaplı olmasıdır.Bu sebeple yerleşim yerleri gezende  kayalıkların bulunduğu ve güvenli anılan kuzey kutup noktasıyla sınırlıdır. Solucanlar melanjın üretimine doğrudan katkı sağlamaktadır. Gezegenin atmosferinde bile o kadar çok melaj vardır ki burada yaşayan fremen halkının gözleri doğduktan kısa bir süre sonra hemen mavileşir. Burada yaşayan fremen halkı sadece gözlerini açıkta bırakacak şekilde su ihtiyaçlarını karşılamaları için damıtıcı giysiler kullanmaktadır.
 
  Caladan gezegeni, suyun bol olduğu, Padişah imparator atadığı Atreides hanedanı tarafından yönetilmektedir. Dük Leto Atreides bu gezegende ordusuyla öylesine güçlendirmiştir ki padişah imparotor tarafından bir tehdit olarak algılanmaya başlar. Bu olayın neticesinde padişah imparator 4. Shaddam, Harkonnen Hanedanlığının yönetiminde bulunan Arrakis gezegenini Atreides Hanedanlığına verir. Dune o kadar değerli bir gezegendir ki hiçbir hanedanlık uzun süre onu yönetemez. Çünkü baharatın bir hanedanlığın uzun süre elinde bulundurması demek çok fazla güç demektir. Ama 4. Shaddam' ın esas planı kesinlikle Dük Leto'ya bu gezegeni vermek değildir. 

   Dük Leto Arrakiste onun bir komplonun beklediğini bile bile bu emri onaylar. Bunu biricik varisi, Leydi Jessica dan olan oğlu, Paul için yapmaktadır. Leydi Jessica bir bene gesserittir. Oğlunu da bene gesserit yöntemleri ile yetiştirmektedir.



   Hikayemiz bu olaylar bağlantısında Calandan gezegeninde başlamaktadır. Ledi Jessicanın ne kadar içine sinmese de Leto, ailesi, askerleri ve onu bekleyen komploya rağmen Dune gezegenine ayak basarlar.

    Çok fazla spoi vermeden kitaba başlamadan önce evrene ve karakterlere genel olarak anlatmaya çalıştım. Öncelikle ben filmin fragmanını gördükten sonra evrenini araştırıp kitabı okumaya başlamıştım. Çok ince işlenmiş, arap kültürüyle yoğurulmuş, makinelerin olmadığı, büyülü bir gelecek Dune. İlk basıldığı zamanlarda çokta fazla okunmamış. Keşke Frank Herbert kitabının bu kadar geniş kitlelerce okunup, yorumlanması ve tartışılmasını görebilseydi diyor insan. Harika kelimesi bile bu kitap için az kalır. Eğer evrenini önceden araştırıp okumaya başlarsanız bir çırpıda da bitiveriyor.

    Film 2021 Ekim ayında çıkması bekleniyor. Umarım bu kadar güzel bir kitabı doğru ve güzel yansıtmışlar. Filmin oyuncu seçimi muhteşem. Timothee Chalamet, Paul'u okurken gözümün önünde canlandı remsen.  Mükemmel bir başrol seçimi olmuş. Film kitabın yarısını anlatacakmış ve diğer yarısı içinde ikinci bir film düşünüyorlarmış. İnşallah vizyonda başarı yakalar ve biz de ikinci filmi görmüş oluruz.

10/10



“Dünya dört şey üzerine durur. Bilgelerin ilmi, yücelerin adaleti, haklıları duası ve yiğitlerin cesareti."



"İnsanlardan ayrılmak üzücüdür; mekanlarsa altı üstü mekanlardır."



"Umut gözlemi bulandırır."



"Korkmamalıyım.  Korku katilidir aklın. Korku, mutlak yıkım getiren küçük ölümdür. Korkumla yüzleşeceğim. Onun etrafımdan ve içimden geçip gitmesine izin vereceğim. Ve geçip gittiğinde, onun izlediği yolu görmek için iç gözümü kullanacağım. Korkunun geçtiği yerde hiçbir şey olmayacak. Yalnızca ben kalacağım."