7 Kasım 2017 Salı

Ruhun Ateşi - Rita Hunter Kitap Yorumu


    Sevgi dolu bir ailede büyüyen Sophie'nin huzur, zenginlik ve bolca sıradanlıkla geçen hayatındaki tek renk, seneler önce bir kazada ailesini kaybeden kuzeni Liliana'ydı.Ailesine katıldığı ilk günden itibaren anne ve babasının sevgisi de dahil ona ait her şey üzerinde sinsice hak iddia eden kuzenini kabullendiğini sanıyordu Sophie. Hatta Liliana baş döndüren güzelliğiyle ilk aşkını elinden aldığında bile bu kabulleniş elini kolunu bağlamıştı, çünkü babasına Liliana'ya asla kızmayacağına ve onu seveceğine dair söz vermişti.Ancak sabrının da sınırları vardı ve bir gün o sınırlar küçük bir olayla ortadan kalktığında Sophie'nin aklındaki tek şey kuzeninin meydan okuyuşuydu.İlgimi hak eden erkeği bulduğumda onu baştan çıkarmayı dene... Tabii becerebilirsen...demişti kuzeni. Eh madem istediği buydu...Leighton Kontu Brendan Blackmore... Kibirli, buz gibi ve ulaşılmaz bir soyluydu. 
     İnsanda merak, heyecan ve nefret uyandıran onca meziyete sahip bu adamın ilgisini çekmek göründüğünden çok daha zordu. Üstelik o ve Liliana birbirlerinden fazlasıyla hoşlanıyorlardı. Ancak Sophie kararlılığının önüne hiçbir kuvvetin çıkmasına izin veremezdi, çünkü Liliana başına gelecekleri çoktan hak etmişti. Üstelik Brendan Blackmore'u her gördüğünde hissettiği kalp çarpıntısı ve umutsuz arzu başka hiçbir teşvike yer bırakmayacak kadar güçlü ama bir o kadar da ürkütücüydü.Sophie'ye göre Brendan'a dokunmak buzla yanmaktı ve Sophie yanmak istiyordu. İkisini bir araya getiren skandal, onları artık geri dönüşü olmayan bir yola soktuğunda Sophie ya pes edecek ya da imkânsız gibi görünse de mutluluk için sonuna kadar direnecekti

Kendileri ateş serisinin ikicinci kitabı olurlar. Ne demişler zevkler ve renkler tartışılmaz. O kadar çok sıkıcı, duruğan ve olaydan yoksun diye olumsuz yorumlar okudum ki bu kitaba karşı, istemeden de olsa bir ön yargı oluşmuştu. Halt etmiş onlar diyorum. Zeynep Avcının en en bi sevdiğim kitabıdır ruhun ateşi. Hiçbir romanda sophie kadar masum ve komik bir kız görmedim. Kitabı canımın çok fazla sıkkın olduğu bir akşam internet üzerinden indirerek okumuştum. Sonrasında resmen kitaba aşık olmuş evden dışarı çıkmadan, gece gündüz uyumadan bu kitabı bitirmiş, sonrasında da kitabı gidip yazara haksızlık olmasın diye satın almıştım siz düşünün ne kadar beğendiğimi. 

   Sophie'nın kuzeni bir kaza sonucu annesiz babasız kalınca onların evine yerleşir ve tüm art niyetiyle sophieyaya çektirmeye başlar. Kitabı okurken gerçekten bir ara o cadaloz kızın tiftik kafasını yolmak geldi içimden. Birde sophienin sevgilisini alır elinden ve "ilgimi hak eden erkeği bulduğumda onu baştan çıkarmayı dene... Tabii becerebilirsen..." diye kışkırtır saf kızımızı. Lily Brendan ile tanışınca, e Sophie da Brendan da hoşlanmaya başlayınca, kızımız kendince Brendanın ilgisini çekmek ister ama nerde. Buz gibi kendisine karşı soğuk bir adamla karşı karşıyadır. Sophie da göze göz, dişe diş, kana kan, kalbe aşk diyerek brendanın üzerine tam anlamıyla atıyor kendisini. 
   Ben brendan kadar soğuk, odun daha sıralardım da neyse bir karakter daha okumamıştım. Kızımız istediği skandalı yaratamamasıyla, kaynanası duruma bir güzel el koyup oğlunun elini kolunu bağladı. Evlendiklerinden sonra bile  Lily ortalığı hep bir şekilde karıştırmayı başardı. Okuyunda görün gari. Ama kesinlikle okumadan geçmeyin. Bu kitap bir şekilde kalbinize dokunmasının bir yolunu bulacaktır...  

10/10                          


"Aptal kalbine bir can suyu daha... Daha bir gün önce boş yere umut etmeyeceğini söylemişti kendisine. Umut ederek beklemekten yorulmuştu. Başını önüne eğip kırkgnlıkla ellerine baktı. Neden Brendan'ın kalbine giden yolun tarifini vermeye başlayınca başını yana eğip sahibinin komutlarını bekleyen uysal köpekler gibi davranıyordu ki? Başını kaldırıp kocasının olduğu tarafa bakınca kalbi tekledi. Liliana'nın eli onun koluna değiyordu... O ise durumu kabullenmiş ve kuzeninin sözlerine dikkatini vermişti. Mide bulandıracak kadar hoş bir çift olmuşlardı."




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder